Burcu Kılıç 31.05.2017
Tereddütlerle dolu bir yolculuğa adım atmak üzere internetten doktor araştırırken önce yaşlı olsa daha mı tecrübe sahibi olur acaba diye düşünerek doktor, kariyer ve fotoğraflara bakıyordum. Otorite sahibi bir insan olarak öncelikle işini seven ve titizlikle gözlerimi sağlığına kavuşturacak doktor seçimini yapmalıydım. Her detay benim için önemliydi. Eşim ve ben karar verme aşamasındaydık. Ya lazer operasyon yaptıracaktık, ya da ömür boyu bundan vazgeçecektik. 18 sene numaralı lens ve gözlük kullanan bir sporcu olarak artık ne lens ne de gözlüğe bağlı bir yaşamım olsun istemiyordum. Her küçük detayın bile hayati önemi vardı benim için. 1 ay boyunca bir çok hasta deneyimi ve doktor tavsiyesi dinledikten sonra harekete geçtik. Özel bir hastanede görev yapan, genç bir doktor olan Hüseyin Acar’ın bahsi geçerken sert bir doktor olduğundan disiplinli bir yapısı olduğundan söz etmişlerdi. Randevu aldık ve beklerken de hastaları ile sohbet ettik. Memnundu hastaları kendisinden ama benim için bu yeterli değildi. Hüseyin Acar ile karşılaşmadan önce bir çok hastane ve doktor ile lazer operasyonu ile ilgili randevular alıp görüşmeler sağlamıştık. Bir türlü emin olamıyorduk ben de eşim de hala ikna olmamıştık. Odasına girdiğimde ve konuşmaya başladığımda biz onun ne kadar tecrübe sahibi, O’da bizim ne kadar zor hasta olduğumuzun analizini yapmıştık görüşme esnasında. Evet ‘biz’ dedim. Çünkü eşim benden daha fazla kararsızdı. Biz iki kişi olarak ikna olmalı ve de kararımızın zıtlaşmaması gerekiyordu. Operasyonun tüm aşamalarını o kadar dürüst bir dil ile anlatıyordu ki bize olumlu olumsuz her açısıyla kafamızda en ufak bir soru işareti bile kalmaması için hem benim tereddütlerime, hem eşimin endişelerine cevap vermişti aslında. O an bir kez daha anladım ki tecrübe yaş ile sınırlandırılmamalıydı. Hem genç hem de tecrübeli olduğu her hali ile ortadaydı. İlk görüşmemizde kararımızı olumlu olarak verdik ve operasyon için gün verildi. Eşim ile dışarı çıktığımızda da kararımızın doğruluğunu kendi aramızda yaptığımız konuşmadan bir kez daha onaylamıştık. Güven ile atılan ilk adımın ardından Hüseyin Hocam operasyon günü ihtiyacım olan moral ve güveni bana hissettirerek operasyona başlamıştı. Her şey yolundaydı ve çok başarılı geçmişti operasyon. Her detayın dikkatimi çektiğinin farkındaydı ve inanılmaz bir hassasiyetle önce insan olarak yanımda olduğunu sonra ise ne kadar iyi bir doktor olduğunu bana ve aileme son derece her hatırladığımızda kendisine dua edeceğimiz bir noktaya taşımıştı. Bu bir başlangıçtı bizim için. O kadar hâkimdi ki her şeye süreci en kolay şekilde atlatabilmem için her detayı paylaşıyordu benimle. Kontrollerimde her geçen gün görme kalitemin yükseleceğinden bahsediyordu ve her geçen gün daha da kaliteli görmeye başlamıştım. İtiraf edeyim çocuk gibiydim sokaklarda eşimle dolaşırken uzaklardaki tabela yazı ne varsa okuyor ve mutlu oluyordum. Artık makyaj yapabilirsin ve denize girebilirsin dediği gün de gözlerimde bir çocuk sevinci yaratmıştı. Gözlerimin hayatım boyunca sağlıklı olmadığı kadar sağlıklı olduğunu ve uzakları, derinleri, gökyüzünü bana camsız lenssiz görme şansı veren Hüseyin Hocam ile yürüdüğümüz yolun sonu güzel bir dostluğunda başlangıcı olmuştu. Aileden biriydi artık bizim için ve dünyanın bir ucuna da gitse arkasından gideceğimizi bilmek hakkıydı. Bu yazdıklarımı ve itiraflarımı kendisi de ilk defa okuyacak.
Ben 1979 doğumlu bir erkek çocuk annesi, dans ve tae bo antrenörü bir kadın olarak bana hayatın renklerini çıplak gözle 37 yaşımda tatma şansını veren Hüseyin Hocama bu yazıyı büyük bir keyifle yazdım ve tekrar film şeridi gibi yaşadım. Her deneyiminiz benim yolculuğumdaki gibi olsun dilerim.